2020 yılı içinde başlayan ve hala devam eden küresel koronavirüs (COVİD-19) salgını nedeniyle tüm dünyada kontrolümüz dışında gelişen birçok yeni durumla karşılaşmaktayız. Bu süreçte, kendimizi, ailemizi ve sevdiklerimizi salgın hastalıktan korumak, olası bulaşma riskini azaltmak ya da hastalığı başkalarına bulaştırmamak adına çeşitli koruyucu önlemler aldık ve almaya devam ediyoruz. Başka bir iafadeyle, yaşadığımız pandemi koşullarına sağlıklı bir şekilde uyum göstermeye ve karşılaştığımız bu zorlu durumla baş etmeye çalışıyoruz.
Koronavirüs riski kadar yaşamımızı birçok yönden olumsuz etkileyen bir başka temel konu ise bu süreçte karşılaştığımız çeşitli belirsizlik durumlarıdır. Koronavirüs salgınının devam etmesi, geleceğe yönelik amaç, hedef ve planlarımızın belirgin bir şekilde aksaması, salgın sürecinde çeşitli fiziksel, sosyal ve ekonomik zorluklarla karşılaşmak ve gündelik yaşantımızı birçok yönden sınırlayan bu sürecin tam olarak ne zaman biteceğini bilememek ister istemez stres ve kaygı yaşamamıza yol açmaktadır.
Aslında her insan karşılaştığı olayları açıklamakta ya da anlamlandırmakta zorlandığında ve içinde bulunduğu koşullar ya da gelecek planları konusunda çelişki içinde kaldığında belirsizlik yaşamaktadır. Yaşamdaki belirsizlikler karşısında endişe, güvensizlik, kaygı ve korku yaşamak ise oldukça olağan bir durumdur. Bununla birlikte yaşanan bu zorlu dönemde başka ne gibi durumlarla karşılaşabileceğini bilemeyen ya da ortaya çıkan belirsizlikler karşısında çaresizlik yaşayan bazı bireyler, gelecekte yaşayabilecekleri en kötü senaryoyu düşünme eğilimi gösterebilmektedir. Elbette ki bu durum, hayali ya da henüz gerçeklşememiş bir olay karşısında yoğun stres ve kaygı belirtilerinin ortaya çıkmasına neden olabilmektedir.
Belirsizlikler Karşısında Psikolojik Sağlamlığımızı Korumaya Yardımcı Olabilecek Bazı Öneriler
1-Sağlığınızı önemseyin.
Sağlıklı ve düzenli beslenmeye özen gösterin. Bol su için ve sık duş alın. Dinlenmeye ve uyumaya çalışın. Özellikle düzenli ve yeterli uyku sayesinde güne daha enerjik ve stressiz başlarsınız. fiziksel hareketlilik sizi canlı tutar. Bu nedenle mümkünse spor yapın. Unutmayın ki fiziksel sağlığınıza önem vermek ruh sağlığınıza da olumlu etki yapar. Yine normal zamanda aldığınızdan daha az çay, kahve, asitli içecekler, şeker ve nikotin tüketin; çünkü bunlar bedeninizde var olan stresi, gerilimi ve kaygıyı artırır.
2-Ani kararlar almamaya özen gösterin.
Küresel salgın gibi örseleyici yaşam olayları dünyaya, yaşama, geleceğe,amaçlarımıza ve ilişkilerimize yönelikduygu ve düşüncelerimizi sarsabilir. Bu yüzden yaşantınızda olup bitenleri anlamak için kendinize zaman verin. Koronavirüs sürecinde yaşamınızı bütünüyle değiştirecek ani kararlar vermemeye özen gösterin. Yaşadıklarınızı değerlendirirken sabırlı davranın. Yaşamınızla ilgili süpriz bir karar vermeden önce mutlaka sevdiğiniz ve güvendiğiniz insanlarla konuşarak yaşadıklarınızı değerlendirmeye çalışın. Unutmayın ki, zor şeyler yaşasanız da bunların üstesinden gelebilir ve sağlıklı çözümler bulabilirsiniz.
3-Günlük yaşantınıza devam etmeye çalışın.
Belirsizlikler karşısında yaşanabilecek kaygı ile baş etmenin en doğal yollarından biri üretken olmaya ve günlük aktiviteleri sürdürmeye devam etmektir. Küresel salgın sürecinde günlük alışkanlıklarınızı ya da rutin işlerinizi devam ettirin. Eskiden olduğu gibi aynı saatlerde uyumak ve uyanmak, yemeğinizi tüm aile üyeleriyle birlikte her gün aynı saatte yemek, kişisel bakımınıza zaman ayırmak, zamanında okula/işe gitmek,egzersiz yapmak, hobilerinizle uğraşmak gibi. Eğer okula/ işe gitmiyorsanız ya da evde kalmak durumundaysanız, çalışma ve dinlenme saatlerinizi ayarlayarak ev içinde bir ortam oluşturmaya çalışın. Günlük rutininizi var olan koşullara göre yeniden düzenlemek ve devam ettirmek, beliirsizlik sürecinde somut ve gerçekçi bir kontrol algısı geliştirmenize yardımcı olur.
4-Düşüncelerinizi gözden geçirin.
Kaygılı olduğunuz dönemlerde, kendinize, yaşananlara, çevrenizdekilere ya da dünyaya yönelik olumsuz birçok düşünce zihninizde oluşabilir. Özellikle yoğun belirsizlik yaşanan bir dönemde her şeyi en doğru ve mükemmel şekilde yapmak gerektiğini düşündüğünüzde ya da karşılaştığınız zorlukları kişisel bir başarısızlık durumu olarak değerlendirdiğinizde olumsuz düşüncelerinizin çoğalması kaçınılmazdır. Bu noktada gerçekçi ve olumlu düşüncelere odaklanarak kaygınızı kontrol edebilirsiniz. Örneğin, ben her koşulda değerliyim ve seviliyorum, gerekli önlemleri aldığımda olası riskleri azaltabilirim, gerektiğinde yardım isteyebilirim gibi. Bu sürecin biteceğini ve normal yaşama dönüleceğini sık sık kendinize hatırlatın. bu yaklaşım olaylara farklı açılardan bakmanıza yardımcı olacaktır. Kısa süreli ve somut işlerinizi tamamlamak, küçük ama önemli başarılardır. Bu sayede güçsüzlük duygunuz azalır, kendinize olan güveniniz ve saygınız artar.
5-Duygu ve düşüncelerinizi paylaşın.
Sizi anlayabildiğini düşündüğünüz diğer insanlara bu süreçteki yaşadıklarınızı anlatın. Yaşadıklarınız hakkında konuşurken olaylarla birlikte izlenimlerinizden, düşüncelerinizden ve duygularınızdan da söz edin. Sizi tam olarak nelerin kaygılandırdığını ve bu durumu nasıl yorumladığınızı ifade edin. Zorlu zamanlarda güvendiğiniz insanlarla dertleşmek her zaman sorunlarınızı çözmeyebilir ya da sorularınıza yanıt bulamayabilirsiniz. Diğer yandan, birileriyle konuşmak kendinizi daha iyi hissetmenize, olup biteni daha iyi anlamanıza ve belirsiz durumlar karşısında daha kolay toparlanmanıza yardımcı olur. Sosyal izolasyon nedeniyle evde kalmak durumunda olsanız bile telefon ya da diğer iletişim araçlarıyla duygu ve düşüncelerinizi sevdiklerinizle paylaşmaya özen gösterin.
6-Aileniz ve arkadaşlarınızla eğlenceli zaman geçirin.
Salgın döneminde yakınlarınızla, arkadaşlarınızla ya da sevdiklerinizle bir araya gelmek ve onlarla vakit geçirmek oldukça yararlı ve önemlidir. Bu süreçte her ne kadar fiziksel, ekonomik ya da sosyal sınırlılıklar oluşsa da özellikle çocuklarınızla ve aile üyeleriyle ev ortamında güzel vakit geçirmek ya da onlarla birlikte eğlenceli etkinlikler yapmak stresinizi azaltır ve psikolojik sağlamlığınızı korumaya yardımcı olur. Ailenizin geleneklerine ve kültürüne uygun şekilde kutlama ve eğlenceler düzenleyerek yaşanan tüm zorluklara ve olumsuzluklara rağmen hayatta mutlu olmanın ve insanca yaşamanın mümkün olabileceğine dair umudunuz pekişir. Ayrıca, güvendiğiniz ve birbirinize her zaman destek olduğunuz kişilerle düzenli olarak etkileşim içinde olmaya devam edin. Yüz yüze görüşmeniz mümkün olmasa bile çeşitli internet uygulamalarıyla arkadaşlarınızla bir araya gelebilir ve eğlenceli şeyler yapabilirsiniz. Bazen yalnız kalmak istemeniz oldukça normaldir ancak kendinizi sevdiklerinizden uzaklaştırıp izole etmeyin.
7-Medyayı sağlıklı kullanın.
Medya ya da sosyal medya üzerinden salgın sürecinde ne olup bittiğini öğrenmek istemeniz oldukça doğaldır. Ancak koronavirüs ile ilgili haberleri aşırı şekilde takip etmekten, sürekli tekrarlayan salgın hastalık görüntülerini izlemekten vb. kaçının. Bu süreçte yaşanan çeşitli olaylara ya da belirsizlik içeren durumlara ait haber ve tartışmalara gereğinden fazla odaklanmak stres ve kaygınızın artmasına neden olabilir. Dolayısıyla gün içinde kendinize belirli zaman aralıkları belirleyin ve salgın süreciyle ilgili haberleri sadece bu zaman aralıklarında takip edin.
8-Uzmana başvurun.
COVİD-19 salgın sürecinde karşılaştığınız zorluklar ya da belirsizlikler temelinde yoğun endişe, stres, kaygı, korku ya da panik yaşıyorsanız ve çaba göstermenize rağmen yaşadıklarınızla başa çıkamadığınızı düşünüyorsanız psikolojik yardım almak uygun bir yaklaşım olacaktır.